Mektup ve zarf çerçeve boyutu: 57x37 cm, mektup boyutu: 29x19 cm, zarf boyutu: 17x9 cm, paspartulu, özel tasarımlı çerçevesinde, kağıt üzerine mürekkep, çok temiz durumda, Osmanlıca, ıslak imzalı.
Metin: Besmele ile başlayan mektup, ressamın Süreyya isimli ve önemli bir aileye mensup olduğu anlaşılan arkadaşının oğlu ya da yakını olan Abdurrahman isimli bir şahıs için yazmış olduğu Osmanlıca bir dörtlük ile devam eder: “Alem-i Faniyye’den Ebedî Aleme sefer etti Abdurrahman Fetih etsin ona hemen ebvâb-ı cenneti hazret-i Rıdvan İstikbâline şitâb ile selâm versin melâike ve hurân [i.e., huriler] Kucaklasın, şâd etsin ruhunu bî-pâyân Nûr-ı Rahmet-i Rahman. Muide Es’ad.”
Bu dörtlüğün altında ressamın kendi ıslak imzası mevcut olup hemen ardından mektup elkâb ile devam eder. Metin şöyledir: “Benim canım kardeşim Süreyyacığım! Millet ve vatana bunca değerli insanlar yetiştirmiş değerli ailenizin [bu] büyük gaybdan [i.e., kayıptan] vakı’ hüzün ve kederimin sözle ta’rifine imkân yoktur!... Zavallı Abdurrahman!... Cenâb-ı Allah’ım ruhunu garîk-i Bahr-i Envâr [i.e., Nur Denizi’ne gark] eylesin, amîn! Bir kardeşiniz sâfiyyetle bu derin acınıza ben de tamamen iştirâk ediyorum. Onun aziz ruhu, inşallah teâla, Cennet-i Gülistanlar’da sefâsı saadetle seyrân ettikçe Cenâb-ı Rabbü’l-Alemîn size ve bilcümle muhterem akraba û taallukâtınıza mütesellî ve sabr-ı cemîl ve elemsiz, kedersiz, mesud ömürler ihsân buyursun, amîn! Muhterem efrâd-ı ailenizin bilcümlesine ayrı ayrı başsağlığı diler, cümlenizi Cenâb-ı Vâcîbü’l-Vücûd’un hıfz ve emânetine tevdi’ eylerim benim kıymetli sevgili kardeşim efendim. Fî 6 Mart sene [1]952. Muide.”
Ayrıca mektubun bir de “Hamiş”i vardır [i.e., Not]: “Muzdarip olduğum Anfluenza sebebiylen bizzat vazifeye ve mütesellîye şitabân olamadığımdan mazûrumun affını hassatiyen dilerim.”.
Provenans: Süreyya Işık Koleksiyonu'ndan sonra I. B. ve M. M. özel koleksiyonları.
Muide Esad, Osmanlı İmparatorluğu’nun son dönemlerinde sanat dünyasında kendine yer bulmuş ancak hakkında çok az bilgi olan önemli bir kadın ressam. Sadullah Paşa’nın torunu ve göz doktoru Prof. Dr. Esad Işık Paşa’nın kızı olan Muide Esad, sanatı ve hayatıyla dikkat çeken fakat tarih sayfalarında hak ettiği yeri alamamış bir isim. İnas Sanayi-i Nefise Mektebi’ne 2 numaralı öğrenci olarak kaydolan Muide Esad, eğitim hayatı ve eserleriyle Osmanlı sanat tarihine eserler bırakmış olsa da günümüzde neredeyse hiç bilinmiyor. Bu noktada İstanbul’da, Osmanlı resim sanatı olan minyatür yerine batılı anlamda Türk resminin ortaya çıktığı ve 1882 yılında sadece erkek öğrencilerin kabul edildiği Sanayi-i Nefise Mektebi’nin kurulmasıyla hız kazanan yeni bir sanat ortamından söz etmek yanlış olmaz. Özellikle önemli ve eğitimli ailelerin kadınları ve onların genç kızlarının artık kazan kaldırdığı bir yıl 1914. Aynı yıl kurulan kadınlara özel sanat eğitimi veren İnat Sanayi-i Nefise mektebine ilk koşanlardan genecik bir kız; Muide Esad. 1 numaralı kayıt; Müzdat Sait Arel, 2 numaralı kayıt; kahramanımız Muide Esad, 3 numaralı kayıt Belkıs Mustafa, ve 4 numaralı kayıt; Nazire Hanım ve eski Başbakan Bülent Ecevit’in ressam annesi Nazlı Ecevit de bu sınıfta ilk kuşak kadın ressamların arasındaydı.
Muide Esad, İnas Sanayi-i Nefise Mektebi’nde (Kadın Sanat Okulu) sanat eğitimine başlamış ve bu alanda yeteneklerini geliştirmek ve batı resminde öncül kadınlardan olmak istemişti. Okulda aldığı eğitimle, dönemin sanat anlayışını ve tekniklerini öğrenen Muide Esad, kısa sürede yetenekli bir ressam olarak tanınmaya başlamış, Galatasaray Sergileri adı verilen Osmanlı İmparatorluğu’nda sanat dünyasının önemli etkinliklerinden biri olarak kabul edilen bu sergilerde dönemin en önemli ressamlarıyla birlikte boy göstermişti. Muide Esad, bu sergilere katılarak adını duyurmuş ve sanat tarihi kayıtlarına adını geçirme fırsatı yakalamıştı. Muide Esad, İnas Sanayi-i Nefise Mektebi’nde (Kadın Sanat Okulu) sanat eğitimine başlamış ve bu alanda yeteneklerini geliştirmek ve batı resminde öncül kadınlardan olmak istemişti. Okulda aldığı eğitimle, dönemin sanat anlayışını ve tekniklerini öğrenen Muide Esad, kısa sürede yetenekli bir ressam olarak tanınmaya başlamış, Galatasaray Sergileri adı verilen Osmanlı İmparatorluğu’nda sanat dünyasının önemli etkinliklerinden biri olarak kabul edilen bu sergilerde dönemin en önemli ressamlarıyla birlikte boy göstermişti. Muide Esad, bu sergilere katılarak adını duyurmuş ve sanat tarihi kayıtlarına adını geçirme fırsatı yakalamıştı.
Muide Esad, sanatıyla olduğu kadar kişisel hayatıyla da dikkat çeken bir figürdür. Babasının asistanı olan Mısırlı bir doktorla evlenerek hayatının yönünü değiştirmiş ve Mısır’a yerleşmiştir. Bu evlilik, onun sanat kariyerinde de bir dönüm noktası olmuştur. Mısır’a yerleştikten sonra sanat hayatına dair çok az bilgi bulunmaktadır. Bu dönemdeki eserleri ve sanatsal faaliyetleri hakkında yeterli kaynak bulunmamaktadır. Ancak, Mısır’daki yaşamının sanatına olan etkisi ve orada ürettiği eserler hala araştırma konusu olmaya devam etmektedir. Sözün sonuna geldiğimizde Muide Esad, Osmanlı İmparatorluğu’nun son dönemlerinde sanat dünyasında kendine önemli bir yer edinmiş, yetenekli bir ressam olarak tanınmış bir şahsiyet. İnas Sanayi-i Nefise Mektebi’ndeki eğitimi ve Galatasaray Sergileri’ne katılımı, hiç şüphesiz ki onun sanat kariyerinde önemli dönüm noktaları olmuştur. Ancak, kişisel hayatındaki değişiklikler ve Mısır’a yerleşmesi, kendisi ve sanatına dair bilgi eksikliğine yol açmış olsa da Muide Esad’ın sanatı ve yaşamı, Osmanlı sanat tarihinin gizemli ve araştırılmaya değer bir parçası olarak önemini korumaktadır.
-- Türk resmi Kadın Kadın ressamlar Ünlü imzalar Koleksiyon
Add to watch list
0Share
Price: 75,000 TL