Hemen Al

Kağıt üzerine sulu boya,
Çerçeveli ve paspartulu ebat: 51 x 67 cm,
Resim ebadı: 34 x 49 cm,
Sol alt köşede sanatçıdan imzalı

Kağıt üzerine karışık teknik,
Çerçeveli ve paspartulu ebat: 32 x 40 cm,
Resim ebadı: 25 x 17,5 cm,
Sağ üst köşede sanatçıdan imzalı

Tuval üzerine yağlı boya ve akrilik karışık Teknik,
150 x 150 cm, çerçeveli,
Sol alt köşede sanatçıdan imzalı ve tarihli

Sanatçı tarafından 09.06.2014 tarihinde tamamlanan resim, 13 Mayıs 2014'te Manisa’nın Soma ilçesindeki kömür madeninde çıkan yangın nedeniyle 301 madencinin ölümüyle sonuçlanan kazaya adanmıştır.

Kağıt üzerine karışık teknik,
Çerçeveli ve paspartulu ebat: 78 x 66 cm,
Resim ebadı: 60 x 48 cm,
Sol alt köşede sanatçıdan imzalı

Kağıt üzerine guaj, sulu boya karışık teknik,
Yatay düzlemde triptik, çerçeveli ve paspartulu ebat: 81 x 42 cm,
Her bir resmin tek tek ebadı: 17 x 24 cm (x2) ve 17 x 22 cm,
Her bir resim ayrı ayrı sağ alt köşelerinde sanatçıdan imzalı ve tarihlidir (12 Eylül 2007 ve sadece 2007)

Kağıt üzerine karışık teknik,
Yatay düzlemde triptik, çerçeveli ve paspartulu ebat: 87 x 47 cm,
Her bir resmin tek tek ebadı: 17,5 x 14,5 cm, 16 x 12 cm, 15,5 x 11 cm,
Sonuncu resim sağ alt köşede sanatçıdan imzalı ve tarihlidir

Kağıt üzerine karışık teknik,
Çerçeve boyutu: 30 x 27 cm, resim boyutu: 10 x 13 cm,
Sağ alt köşede sanatçıdan imzalı

Kağıt üzerine karışık teknik (yaldız kullanılmış),
Çerçeveli ve paspartulu, 66 x 51 cm,
Resim ebadı: 49 x 34 cm,
Sağ üst köşede sanatçıdan imzalı ve tarihli

Kağıt üzerine akrilik ve guaj boya ve çini mürekkebi karışık teknik,
Çerçeveli ve paspartulu ebat: 41 x 34 cm,
Resim ebadı: 29 x 22 cm,
Sağ alt köşede sanatçıdan imzalı

Schöller kağıt üzerine ekolin sulu boya,
51 x 42 cm,
Çerçeveli ve paspartulu

Schöller kağıt üzerine ekolin sulu boya,

62 x 47 cm,

Çerçeveli ve paspartulu

Kağıt üzerine mürekkep,
42 x 34 cm çerçeve, 30 x 21 cm resim boyutu,
Kadın ressam Leman Tantuğ (1926-?)’a “Leman Tantuğ ustaya saygıyla” ibaresiyle ithaflı ve sol alt köşede imzalı

El yapımı Fine Art kağıt üzerine gravür, mezzotint,
A/O (Artist Edisyon),
Çerçeveli ebat: 31 x 23 cm,
Resim alanı: 12 x 10 cm,
Sağ alt köşede sanatçıdan imzalı ve tarihli,
Sol alt köşede edisyonlu

Sanat hayatının uzunca bir bölümünde İstanbul’da da bulunan 1960 Novi Pazar doğumlu Boşnak sanatçı, Belgrad Güzel Sanatlar Fakültesi resim bölümünden mezun olduktan sonra Anne Antonović Grafik alanında yüksek lisans eğitimi almıştır. 2008 yılında "Çağdaş uygulama ve teoride sanatsal çizim" konusunda sanat teorisi alanında doktora derecesi alan sanatçı, 1997-2007 yılları arasında serbest çalışmıştır.

Karton üzerine karışık teknik,
Çerçeveli ve paspartulu ebat: 36 x 30 cm,
Resim ebadı: 23 x 17 cm,
Orta kısımda sanatçıdan imzalı ve tarihli
Provenans: Tanaltay Ailesi Koleksiyonu, çerçevenin arkası aileye çok hoş bir ifadeyle ithaf edilmiş:
“Sevgili Tanaltay Ailesi’ne… Sonsuzu paylaşmak, sevgiyi paylaşmak yaşamak demek. 15. 12. 1989”. Çift imzalıdır.

Kağıt üzerine guaj boya,
Çerçeveli ve paspartulu ebat: 32 x 28 cm,
Resim ebadı: 24 x 20 cm,
Sağ alt köşede sanatçıdan imzalı ve tarihli

Kağıt üzerine karışık teknik,
Çerçeveli ve paspartulu ebat: 71 x 56 cm,
Resim ebadı: 49 x 34 cm,
Sağ alt köşede sanatçıdan imzalı ve tarihli

Duralit üzerine yağlı boya,

46 x 39 cm çerçeveli, 34 x 26 cm resim alanı,

Sağ alt köşede imzalı ve tarihli

Kağıt üzerine serigrafi,
63 x 53 cm çerçeveli ebat, 37 x 27 cm resim ebadı,
Sağ alt köşede sanatçıdan imzalı ve tarihli, sool alt köşede edisyonlu (98/100)

Kağıt üzerine karakalem, suluboya ve karışık teknik,
Çerçeveli ve paspartulu ebat: 45 x 38 cm, resim ebadı: 24 x 18 cm,
Sol alt köşede sanatçıdan imzalı ve tarihli

Tayfun Erdoğmuş, kurutulmuş yaprak, çiçek gibi organik “natürmort” malzemeleri doğadaki hallerinin aksine, organize bir biçimde kurgulayarak kompozisyonlar yaratır. Eserlerinin temel yapısını insan-doğa ilişkisinin zaman ve hafıza katmanları, bitki dünyası, kozmoloji, biyoloji ve yeni görüntüleme sitemlerinin karmaşık karakteri oluşturan sanatçının techne’si, işlerinin oluşumunu mümkün kılan ve simyanın dönüştürme gücünü açığa çıkaran bir geçiş yolu olma çabasıdır. Bu bağlamda, doğadan toplanıp şekillerine ve cinslerine göre büyük defterlerin sayfaları arasında tasnif edilerek kurutulan bitkiler, sanatçının sözcük dağarcığının esasını oluşturan kelimelerdir. Bu malzemeler, sanatçının doğa bilimleri laboratuvarını hatırlatan atölyesinde gerçekleşen uzun ve meşakkatli bir resim yapma sürecinin de başlangıcıdır. Erdoğmuş’un kendine özgü bir teknikle üst üste geliştirdiği katmanların yardımıyla yarattığı kimyasal etkileşim sonucunda, eserin yüzeyi bir çeşit imgeye dönüşür. Rastlantıyla aklı, zanaatla sanatı ilişki içine sokarak sabırla bir simyanın oluşmasına aracılık eden sanatçının üretim süreci, kendisi için aynı zamanda bir onarma, iyileştirme işlemidir ve onu oluşturan tarihin yüzeyin içine gömülü hafızasında yeniden varlık kazanır. (Kaynak: Galeri Nev).

70x50cm. Sağ alt köşede sanatçıdan imzalı ve tarihli, sol alt köşede edisyonlu.

Sergi dünyadaki önemli merkezlerde sergilendi ve Dönemin Kültür Bakanlığı tarafından albümleştirildi. Sergiden bir eser.

Dokulu kağıt üzerine sulu boya,
Çerçeveli ve paspartulu ebat: 48 x 36 cm, resim ebadı: 21x30 cm,
Sağ alt köşede sanatçıdan imzalı

Dokulu kağıt üzerine sulu boya,
Çerçeveli ve paspartulu ebat: 31 x 24 cm, resim ebadı: 16 x 8 cm,
Sağ alt köşede sanatçıdan imzalı

Kağıt üzerine suluboya
55 x 69 cm
Çerçeveli
Sağ alt köşede imzalı ve tarihli
Şiirsel suluboya İstanbul resimleriyle ünlenmiş ressam aynı zamanda edebiyat çevirmenidir.

Kağıt üzerine suluboya
55 x 72 cm
Çerçeveli
Sağ alt köşede imzalı ve tarihli
Şiirsel suluboya İstanbul resimleriyle ünlenmiş ressam aynı zamanda edebiyat çevirmenidir.

Kağıt üzerine kuru boya
38 x 30 cm
Çerçeveli ve paspartulu
İmzalı ve tarihli

Kağıt üzerine yağlı boya
31 x 23 cm resim alanı, 48 x 40 cm çerçeve
Çerçeveli ve paspartulu
İmzalı

IKSV original afiş (Ofset baskı)
72 x 53 cm
Çerçeveli
Bu afiş, Yurdaer Altıntaş’ın catalogue raisonne denemesinde katalogedir.

Kağıt üzerine sulu boya
25x21 cm çerçeve ebadı, gri paspartusu ile döneminin güzel ve ince çerçevesinde, imzalı

Türk ressam Salih Acar 1927 yılında Filibe’de doğdu. İlk ve orta öğrenimini Filibe’de tamamladıktan sonra Sofya Güzel Sanatlar Akademisi’nin fresk bölümünde okudu(1945-1950). 1950’de İstanbul’a gelerek Güzel Sanatlar Akademisi Resim Bölümü’ne girdi. Ayrıca iki yıl süreyle Zühtü Müridoğlu’nun atölyesinde heykel çalışmalarına katıldı.

Akademi’yi bitirdikten sonra, herhangi bir görev almayarak sanat çalışmalarına yöneldi. Bu arada Türkiye Ressamlar Cemiyeti’ne girdi. Büyük pano çalışmalarına ve dekoratif nitelikli resimlere ağırlık verdi.

Ayrıca fresk tekniğinde duvar resimleri yaptı; gravür ve desenler çizdi, Efes ve Tarabya Oteli yarışmalarını kazanarak bu yapıların duvarlarına fresk ve sgraffito türünde uygulamalar yaptı. Büyük kentlerde, çeşitli duvar resimleri çalışmalarında bulundu. Resmin yanı sıra, heykel sanatçısı olarak da bazı denemelere girişti. İlk kişisel sergisini 1955’te açtı.

1966 yılına kadar genellikle yöresel köylü figürlerinin üsluplaştırılmasına dayalı bir sanat anlayışı doğrultusunda yapıtlar veren Salih Acar, yüzeye bağlı, süsleyici ve çizgisel bir anlatıma öncelik tanıyan bu çalışmalarında, kırsal kesime özgü yaşamı, gerçekçi ve illüstratif bir bakış açısıyla yansıttı.

1966 yılından sonra doğayı inceleme ve çevresini araştırma çalışmalarına başladı ve o tarihten sonra resimlerine kuşları, denizleri, ormanları, balıkları ve doğada yaşayan bütün canlıları konu aldı. Yaban ördeği, turna, leylek, kartal, karga, balıkçıl, gibi kuş türlerini yakından inceledi ve sanatının ayrı dönemlerini oluşturan özel konular halinde ayrı diziler olarak işledi.

Kağıt üzerine sulu boya
37 x 37 cm, çerçeveli

Türk ressam Salih Acar 1927 yılında Filibe’de doğdu. İlk ve orta öğrenimini Filibe’de tamamladıktan sonra Sofya Güzel Sanatlar Akademisi’nin fresk bölümünde okudu(1945-1950). 1950’de İstanbul’a gelerek Güzel Sanatlar Akademisi Resim Bölümü’ne girdi. Ayrıca iki yıl süreyle Zühtü Müridoğlu’nun atölyesinde heykel çalışmalarına katıldı.

Akademi’yi bitirdikten sonra, herhangi bir görev almayarak sanat çalışmalarına yöneldi. Bu arada Türkiye Ressamlar Cemiyeti’ne girdi. Büyük pano çalışmalarına ve dekoratif nitelikli resimlere ağırlık verdi.

Ayrıca fresk tekniğinde duvar resimleri yaptı; gravür ve desenler çizdi, Efes ve Tarabya Oteli yarışmalarını kazanarak bu yapıların duvarlarına fresk ve sgraffito türünde uygulamalar yaptı. Büyük kentlerde, çeşitli duvar resimleri çalışmalarında bulundu. Resmin yanı sıra, heykel sanatçısı olarak da bazı denemelere girişti. İlk kişisel sergisini 1955’te açtı.

1966 yılına kadar genellikle yöresel köylü figürlerinin üsluplaştırılmasına dayalı bir sanat anlayışı doğrultusunda yapıtlar veren Salih Acar, yüzeye bağlı, süsleyici ve çizgisel bir anlatıma öncelik tanıyan bu çalışmalarında, kırsal kesime özgü yaşamı, gerçekçi ve illüstratif bir bakış açısıyla yansıttı.

1966 yılından sonra doğayı inceleme ve çevresini araştırma çalışmalarına başladı ve o tarihten sonra resimlerine kuşları, denizleri, ormanları, balıkları ve doğada yaşayan bütün canlıları konu aldı. Yaban ördeği, turna, leylek, kartal, karga, balıkçıl, gibi kuş türlerini yakından inceledi ve sanatının ayrı dönemlerini oluşturan özel konular halinde ayrı diziler olarak işledi.

Kağıt üzerine sulu boya
37 x 37 cm, çerçeveli, camında küçük bir kırık mevcut (camsız gönderilecek)

Türk ressam Salih Acar 1927 yılında Filibe’de doğdu. İlk ve orta öğrenimini Filibe’de tamamladıktan sonra Sofya Güzel Sanatlar Akademisi’nin fresk bölümünde okudu(1945-1950). 1950’de İstanbul’a gelerek Güzel Sanatlar Akademisi Resim Bölümü’ne girdi. Ayrıca iki yıl süreyle Zühtü Müridoğlu’nun atölyesinde heykel çalışmalarına katıldı.

Akademi’yi bitirdikten sonra, herhangi bir görev almayarak sanat çalışmalarına yöneldi. Bu arada Türkiye Ressamlar Cemiyeti’ne girdi. Büyük pano çalışmalarına ve dekoratif nitelikli resimlere ağırlık verdi.

Ayrıca fresk tekniğinde duvar resimleri yaptı; gravür ve desenler çizdi, Efes ve Tarabya Oteli yarışmalarını kazanarak bu yapıların duvarlarına fresk ve sgraffito türünde uygulamalar yaptı. Büyük kentlerde, çeşitli duvar resimleri çalışmalarında bulundu. Resmin yanı sıra, heykel sanatçısı olarak da bazı denemelere girişti. İlk kişisel sergisini 1955’te açtı.

1966 yılına kadar genellikle yöresel köylü figürlerinin üsluplaştırılmasına dayalı bir sanat anlayışı doğrultusunda yapıtlar veren Salih Acar, yüzeye bağlı, süsleyici ve çizgisel bir anlatıma öncelik tanıyan bu çalışmalarında, kırsal kesime özgü yaşamı, gerçekçi ve illüstratif bir bakış açısıyla yansıttı.

1966 yılından sonra doğayı inceleme ve çevresini araştırma çalışmalarına başladı ve o tarihten sonra resimlerine kuşları, denizleri, ormanları, balıkları ve doğada yaşayan bütün canlıları konu aldı. Yaban ördeği, turna, leylek, kartal, karga, balıkçıl, gibi kuş türlerini yakından inceledi ve sanatının ayrı dönemlerini oluşturan özel konular halinde ayrı diziler olarak işledi.

Kağıt üzerine karışık teknik
9 x 8 cm (resim alanı), 32 x 28 cm (çerçeve)
Çerçeveli ve paspartulu (Bilder-Brinkmann Galeri Çervesinde)
İmzalı

Kağıt üzerine karışık teknik (Yağlı pastel, guaj)
48 x 36 cm
Çerçeveli ve paspartulu
Sağ alt köşede imzalı (V. U. Özel Koleksiyonu'ndan)

Tuval üzerine yağlı boya
50 x 40 cm
İmzalı

“RA” soğuk damgalı özel kağıt üzerine arşivsel pigment baskı
72 x 34,5 cm, çerçeveli
Sanatçı edisyonlu (E/A)
Sağ alt köşede sanatçıdan imzalı ve tarihli, sol alt köşede edisyonlu

Dokulu kağıt üzerine gravür baskı,
E/A – 60/99 edisyonlu
31 x 36 cm, çerçeveli ve paspartulu
Sağ alt köşede sanatçıdan imzalı ve tarihli, sol alt köşede edisyonlu

Kağıt üzerine yağlı boya
16 x 11 cm resim alanı, 40 x 50 cm çerçeve boyutu
Çerçeveli, paspartulu
İmzasız, şair - ressamın kendi terekesinden

Kağıt üzerine litografi,
Çerçeveli, 40 x 50 cm,
“Ali Rıza” imzası ve “Mekteb-i Fünûn-ı Harbiye Matbaası’nda tab’ olunmuşdur” taşbaskı ibareleri

Ali Rıza Bey; arkadaşları, öğrencileri ve meslektaşları arasında “hoca” olarak biliniyordu. Hoca Ali Rıza, Türk resim sanatının gelişiminde önemli bir basamak olan Harbiye Mektebi’ndeki sanat eğitimciliği görevinin yanında, Harbiye Matbaasında da baş ressamlık görevini sürdürmüştür. Çeşitli nedenlerden o dönemde öğrencilerin modelden çalışma olanağı olmadığından dolayı, kendisi; doğa görünümleri, kır evleri, çeşmeleri ve hayvan figürlerinden oluşturduğu karakalem çalışmalarını, taş baskı eserlere çevirerek çoğaltmış ve albümler oluşturmuştur. Oluşturduğu bu albümleri çalışabilmeleri için öğrencilerine dağıtmıştır ve öğrencilerinin sanat anlayışlarına ve uygulamalarına tesir etmiştir. Bu durum, döneminde Hoca Ali Rıza’nın sanat eğitimine verdiği önemi hem de baskı resminde ulaştığı noktayı göstermesi açısından önem arz etmektedir. (Kaynak: Hoca Ali Rıza’nın Sanat Anlayışı ve Taş Baskı Resimlerinin Sanat Eğitimindeki Önemi, CİDDİ).

Kağıt üzerine litografi,
Çerçeveli, 36 x 44 cm,
“A. Rıza” imzası ve “Mekteb-i Fünûn-ı Harbiye Matbaası’nda tab’ olunmuşdur” taşbaskı ibareleri

Ali Rıza Bey; arkadaşları, öğrencileri ve meslektaşları arasında “hoca” olarak biliniyordu. Hoca Ali Rıza, Türk resim sanatının gelişiminde önemli bir basamak olan Harbiye Mektebi’ndeki sanat eğitimciliği görevinin yanında, Harbiye Matbaasında da baş ressamlık görevini sürdürmüştür. Çeşitli nedenlerden o dönemde öğrencilerin modelden çalışma olanağı olmadığından dolayı, kendisi; doğa görünümleri, kır evleri, çeşmeleri ve hayvan figürlerinden oluşturduğu karakalem çalışmalarını, taş baskı eserlere çevirerek çoğaltmış ve albümler oluşturmuştur. Oluşturduğu bu albümleri çalışabilmeleri için öğrencilerine dağıtmıştır ve öğrencilerinin sanat anlayışlarına ve uygulamalarına tesir etmiştir. Bu durum, döneminde Hoca Ali Rıza’nın sanat eğitimine verdiği önemi hem de baskı resminde ulaştığı noktayı göstermesi açısından önem arz etmektedir. (Kaynak: Hoca Ali Rıza’nın Sanat Anlayışı ve Taş Baskı Resimlerinin Sanat Eğitimindeki Önemi, CİDDİ).

Kağıt üzerine özgün baskı,
Çerçeveli, 70 x 50 cm,
Sağ alt köşede sanatçıdan imzalı, sol alt köşede edisyonlu

Kağıt üzerine özgün baskı,
Çerçeveli ve paspartulu,
40 x 36 cm çerçeveli ebat, 24 x 19 cm resim boyutu,
Sağ alt köşede sanatçıdan imzalı, sol alt köşede edisyonlu

Kağıt üzerine özgün baskı (Ed. E/A)
Çerçeveli ebat: 64 x 75 cm, Resim ebadı: 38 x 48 cm,
Sanatçıdan imzalı, tarihli ve edisyoınlu

Sanatçı, 1965 yılında Trabzon’da doğdu. İlk kişisel sergisini 1981 yılında açtı. Köln Akademisine konuk öğrenci oldu, Avrupa ülkeleri müzelerinde araştırma ve incelemelerde bulundu. Genç kuşak sanatçılarını bir araya getiren sergiler organize etti. Nedim Gürsel, Levent Karataş, Oğuz Özdem ve Ekrem Kahraman'ın kitaplarını resimledi. 2009 yılında Mustafa Köz ile birlikte "Yazıtlar" isimli bir çalışmaya imza attı. Uluslararası Plastik Sanatlar Derneği üyesi olan sanatçının yapıtları yurt içinde ve yurt dışında özel koleksiyonlarda yer almaktadır. Sanatçı 27 kişisel sergi açmıştır. Bir çok karma sergide ve sanat fuarlarında yer almıştır.

Kağıt üzerine özgün baskı (Ed. E/A)
Çerçeveli ebat: 58 x 78 cm, Resim ebadı: 38 x 48 cm,
Sanatçıdan imzalı, tarihli ve edisyoınlu

Sanatçı, 1965 yılında Trabzon’da doğdu. İlk kişisel sergisini 1981 yılında açtı. Köln Akademisine konuk öğrenci oldu, Avrupa ülkeleri müzelerinde araştırma ve incelemelerde bulundu. Genç kuşak sanatçılarını bir araya getiren sergiler organize etti. Nedim Gürsel, Levent Karataş, Oğuz Özdem ve Ekrem Kahraman'ın kitaplarını resimledi. 2009 yılında Mustafa Köz ile birlikte "Yazıtlar" isimli bir çalışmaya imza attı. Uluslararası Plastik Sanatlar Derneği üyesi olan sanatçının yapıtları yurt içinde ve yurt dışında özel koleksiyonlarda yer almaktadır. Sanatçı 27 kişisel sergi açmıştır. Bir çok karma sergide ve sanat fuarlarında yer almıştır.

Kağıt üzerine gravür (Ed. 6/10),
Çerçeveli, 73 x 55 cm,
Sağ alt köşede sanatçıdan imzalı, sol alt köşede edisyonlu,
Düşük sayıda edisyonlu nadir bir gravür.

Sanatçı, Alman ve Avusturya hükümetlerinin çeşitli sanat ödüllerine layık görülmüş ve George Maciunas – Wiesbaden, Markus Lupertz – Düsseldorf, Leo Breuer Price – Bonn ödüllerini almıştır. Gökçebağ halen Hamburg da yaşamakta ve çalışmalarını sürdürmektedir. Şakir Gökçebağ’ın sanatı basitlik, kolaylık ve sessiz mizah içermektedir.
Eserlerinde ağırlıklı olarak şemsiye, halı, ayakkabı güncel hazır malzemeler kullanmakta olup, bu malzemeleri keserek, bükerek, çoğaltarak ve tekrar bir araya getirerek eserler üretmektedir. Sakir Gökçebağ’ın eserleri, cisimlerin önemlilik, imge ve dil olarak nasıl bulunduğuna bağlı olarak süsleme, bellek ve algılamanın kırılganlığına atıfta bulunmaktadır. Heykelleri ve yerleştirmeleri nedeniyle olağanüstü nesnel nesnelerin olağan işlevini değiştirmek için farklı malzemeleri idare ettiği, tanıdık olmayan bir yapıya kavuşmasıyla tanınır. Hem kendiliğindenlik hem de disiplin sonucu gerçekliği temel alan ancak sabit kurallarından kurtulmuş basit ama derin olan Şakir Gökçebağ’ın eseri, neşeli ve düşünce kışkırtan, sıradan bir soru sorma ve sıra dışı övgüye davet.

Çerçeveli 44x32 cm.
Bu eser, sanatçının izniyle 2018'de 500 adet Ege Yapı için sınırlı sayıda basılmış ve imzalanmıştır.

Karton üzerine karışık teknik,
Çerçeveli: 65 x 52 cm; resim boyutu: 49 x 33 cm,
Üst kısımda imzalı

Kağıdın dört bir köşesinde ressam Urunç'un alışkanlığı olarak kağıdı tuvale raptiyelediği delikler mevcuttur. Urunç'un bu alışkanlığı kağıt çalışmalarında olduğu bilinmektedir.

Fatih Urunç 1966 Ankara - 7 Ağustos 2012, Ankara, Türk ressam. Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi’nden mezun oldu. 12 yıl kendi atölyesinde resim çalışmalarına devam etti. Yaşamı boyunca 100’den fazla sergi açtı.

Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi mezunu olan Fatih Urunç resme Ankara Koleji’nde hocası Eşref Üren’in kar temalı resim yaptırması ile başlar ve bu sevdası bütün hayatı boyunca sürer. (Kaynak: Ressamın official sitesi).

İki adet soyut peyzaj, kağıt üzerine karışık teknik
Sanatçının Paris döneminden
60 x 25 cm (x2), şık çerçevelerinde
İki resim de sağ alt köşede imzalı

Bu iki peyzajın benzeri Necmi Sönmez'in hazırladığı "Selim Turan: Tez - Antitez - Sentez" adlı kitapta mevcuttur. 

Özel V. U. Koleksiyonu'ndan.

1947 yılında Fransız Hükûmeti’nin bursu ile Paris’e gitti. Yerleşik olarak resmi ve özel atölyelerde resim çalışmalarını sürdürdü. Ranson ve Goetz akademilerinde 1953-1983 yılları arası ders veren sanatçı, bu arada mermer heykeller de üretti. İlk mobil heykellerini 1976 yılında gerçekleştirdi. Paris’e gitmeden önce izlenimci ve kübik peyzaj ile toplumsal içerikli çalışmalar yapan Selim Turan, sonraları Soyut’a yöneldi. Karışık teknikle gerçekleştirdiği mobil heykellerinden biri büyütülerek 1993 yılında Ankara’daki Kurtuluş Parkı’na yerleştirildi. Fransa’nın birçok kentinde fresk, seramik, mozaik ve heykelleri bulunan sanatçı Edremit’e bağlı Türkmen Tahtakuşlar Köyü’ndeki özel Etnoğrafya Galerisi’nin kurulmasına da katkıda bulundu. Fikret Mualla, Hakkı Anlı, Abidin Dino, Remzi Raşa, Avni Arbaş, Nejat Devrim, Mübin Orhon ve Albert Bitran ile beraber Paris Türk Ekolü pentür sanatçılarındandır. 1991 yılında Sorbonne Üniversitesi’nde Profesör olarak Doktora jurilerinde de yer alan sanatçı, 13 Ekim 1994 tarihinde Paris’te öldü. Cenazesi yurda getirildi ve Atatürk Kültür Merkezi’nde yapılan bir törenden sonra toprağa verildi.

Kağıt üzerine çini mürekkebi,

Çerçeveli, 32x35 cm

Aynı zamanda ressamlığı ile de oldukça avangard eserlere imza atmış İkinci Yeni'nin şairi İlhan Berk'ten imzalı desen. 

Özel C. A. Koleksiyonu'ndan

TÜLİN ONAT, (Türkiyeli kadın ressam), (1946-)., 1980.

Orijinal tuval üzerine yağlı boya, gri modern çerçevesinde. 66x43 cm.

Sanatçı imzalı: "T. Onat, [1]980". Onat'ın bir kadını soyut biçimde, çoğunlukla yeşil tonlarda tasvir ettiği erken dönem resimlerinden biri.

Tülin Onat (d. 1946, İstanbul), soyut resimleri ile tanınan Türk ressam. 1971'de İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi yüksek resim bölümünü bitirdi. Avusturya hükûmet bursuyla 1973 yılında Salzburg yaz akademisine gitti. Marmara Üniversitesi'nde 1983 yılında doktor, 1990 yılında doçent olan sanatçı, 2000 yılında da profesör oldu. Çok sayıda sanatçının ağırlandığı Derimod Kültür Merkezi'ni 1987'de Hasan Yelmen ile birlikte kurdu. Türkiye'de otuzdan fazla kişisel sergiye imza attı. Salzburg, Viyana, Kassel ve Berlin'de kişisel ve karma sergilere katıldı.

Serigrafisi bulunan mezar taşı baskıları içeriği:

1-) Halil Hamit Paşa'nın makam taşı, sene 1199
2-) Rufai tarikatından Veis Bey, sene 1285
3-) Sabıka Medine-i Münevvere kadısı olup Anadolu Payesi olan Sabıka Ordu-yu Hümayûn kadısı Rizevî Dabbağzâde Merhum ve Mağfur El-Hac Mustafa Efendi, sene 1228
4-) Nakşibendi tarikatından, sene 1236
5-) Bektaşi tarikatından ve Horasan erenlerinden Kutü'l-Arifîn ninesi, Dede Sultan (Ruhuna Fatiha)
6-) Silahşör-ü Şehriyarî Bahçevanzâde Ahmet Bey'in kerîmesi Şerife Hatice Hanım, (Ruhuna Fatiha), sene 1211
7-) 17 yaşında vebadan ölen Yeniçeri, sene 1202
8-) Bektaşi dervişi Ethem Baba, sene 1267
9-) Hacegân-ı Divan-ı Hümayûn'dan gümrük kâtibi Hıfzıefgendizâde Übeydullah Efendi'nin ruhuna el-fatiha, sene 1204
10-) Kutbü'l-Arifîn Hüda-yi Eşref Mahmud Efendi hazretlerinin sofilerinden El-Hac Ahmet Efendizâde merhum ve mağfûr Molla Ali Ef. Ruhu için El-Fatiha, sene 1182.

1948 yılında İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi İbrahim Çallı ve Hikmet Onat atölyelerinde öğrenim görerek mezun oldu. Askerlik görevini yaptıktan sonra ordu içinde kalarak 28 yıl askeri okullarda sanat tarihi öğretmeni olarak çalıştı. 1977 yılında emekli oldu. 1966-76 yılları arasında Osmanlı Mezar Taşları üzerine önemli bir araştırma yaparak 350 mezar taşını belgeledi. Devlet Resim Heykel Müzesi’nin ve askeri müzelerin karma sergilerine katılan sanatçı, 12 kişisel sergi açtı. 1963-64 yılları arasında Roma Bienali ve Berlin Bienali’ne katıldı.

Sulu boya ve rapido kalem karışık teknik,
çerçeveli, 43x34 cm

Turgut Uyar'ın "Korkulu Ustalık" adlı şiiri eserin geneline yayılmıştır. 

Altan, sanat ve siyaset alanları arasındaki “karşılaşma, gerilim ve geçişkenliklerin” toplumsal hareketlerden soyutlanamayacağı görüşünden hareket eden politik bir anlayışa sahiptir. Sınırları belirsizleştiren anlar ile taşıdıkları potansiyellere odaklanarak; estetik deneyimin öngörülemeyen, önceden tanımlanamayacak formlar yaratma kapasitesi üzerine düşünür. 'İnsan-hayvan, erkek-kadın, normal-anormal, doğru-yanlış, güzel-çirkin gibi ikiliklerin alt üst edildiği' bir “arabölge”de dolaşır. Normali, normalliği kuran normlar ve kimliklerin inşasına dair sorular sorar. Siyah beyaz yeterliğinde kurar resimlerini; renk çalışmanın merkezinde değildir, kompozisyona hizmet ettiği ölçüde yer alır. Bazen bir kağıt kalem bazen de büyük boyutlu, farklı malzemeler kullanır.