25x11 cm, renkli baskı, "Made in Czechoslovakia" yazılı.
Osmanlı İmparatorluğu'nda memur, asker ve devlet adamlarının rütbeleri şapkalarından tanınırdı. Akdeniz'de seferde bulunan Kaptan-ı Derya (Deniz Kuvvetleri Komutanı) Koca Hüsrev Paşa, Sultan İkinci Mahmud'un, Yeniçeri Ocağı'ndan geriye hiçbir alâmet ve kıyafet bırakmak istemediğini öğrenince, Tunus'tan bir miktar fes alıp tayfalara giydirdi. İstanbul'a döndüğünde, subaylarıyla birlikte Padişah'ın huzuruna başında fesle çıktı. Fes, yenilikçi Padişahın çok hoşuna gitti. Bunun sonucunda, 3 Mart 1829'da tüm Osmanlı devlet memurlarının başlık olarak fes, pantolon ve ceket giymesi zorunlu hale getirildi. Fes o zamana kadar Tunus, Cezayir ve Fas vilayetlerimizde kullanılan yerel bir başlıktı.
1833 yılında önce Kadırgada, daha sonra ise Haliç kıyısında üretim yapan feshanenin üretimi yetmediği, ve yapılan fesler herkes tarafından beğenilmediği için bir yandan da (Özellikle Avusturya ve Çekoslavakyadan) fes ithal edildi.
Fes kutularının içinde veya bazılarında kutu üzerinde cazip renklerde, kolay hatırlanabilecek konuları olan etiketler bulunmaktaydı. Bu etiketler fesi imal eden veya dağıtan firmanın işaretiydi. Dolayısıyla fes etiketleri, o günlerde okuma yazma bilenlerin de yaygın olmayışı nedeni ile görsel bir tanıtım sağlamış, ve bugünün marka kavramı ile aynı işlevi görmüştür. 25 Kasım 1925 tarihindeki şapka kanununa kadar Türkler fes giymeye devam ettiler. Özetle, sarıktan fese, festen de şapkaya geçilmiştir.
Bu malzemenin koleksiyonculuğu, etiketlerin en çok basıldığı Çekoslavakya ve Avusturya’da gelişmiş olup konuyla ilgili nadirlik dereceleri de belirtilmiş olan bir fes etiketi kataloğu da basılmıştır. (Kaynak: Fesetiketi online).