Dönem cildinde, çok temiz durumda, 24x18 cm, Türkçe (Latin harfli) ve Arapça, [xv], [2], 186, [2], 158 sayfa, Arapça bölümü mevcuttur. Başlangıçta Kıpçaklar’ın, daha sonra göçlerle Türkmen unsurların yoğun biçimde yaşadığı Memlük Devleti’nde iktidarı elinde bulunduran unsur Türk olduğu için Memlük sarayı Türkçe’nin edebî bir dil olarak geliştiği merkezlerden biri haline gelmiştir. Türkçe’nin yönetici sınıfın dili olmasının doğurduğu ihtiyaçlar ve Memlük Devleti’nin kültür politikalarının sonucunda bu merkezde Türk dilinde telif ya da tercüme edebî, dinî ve ilmî eserler verilmiş, çeşitli sözlük ve dil bilgisi kitapları hazırlanmıştır. Ebû Hayyân’ın, tam adı Kitâbü’l-İdrâk li-lisâni’l-Etrâk olan eseri bu yolda yapılan çalışmaların başta gelenlerindendir. Kitâbü’l-İdrâk daha önce telif edilmiş, kelime listelerinden ibaret bazı eserlerden farklı olarak Mısır’da konuşulan Türkçe’nin teorik gramerini ortaya koyan, günümüze kadar gelmiş en eski tarihli eserdir. Kitâbü’l-İdrâk Türkçe-Arapça sözlük ve dil bilgisi olmak üzere iki bölümden oluşur. Müellifin eserinde “Türkî” olarak adlandırdığı bu dil Oğuz özellikleri taşıyan bir Kıpçak diyalektidir. Kelime başındaki y-/c- nöbetleşmesinde y- fonemi tarafında olmakla Batı Kıpçak ağızları arasında bulunur. Kitâbü’l-İdrâk’in günümüze ulaşan iki nüshası bilinmektedir. Beyazıt Devlet Kütüphanesi’ndeki nüsha (Veliyyüddin Efendi, nr. 2896) Kilisli Rifat Bilge ve Veled Çelebi İzbudak tarafından alfabetik bir sözlük halinde yayımlanmıştır (el-İdrâk Hâşiyesi, İstanbul 1936).