• Cancel
    Filter
  • Buy Now Rules
Filter

Buy Now

Product No: 14626 » Art (Painting - Sculpture)

[POP ART'IN TÜRKİYE'DEKİ ÖNCÜSÜ] ÖZDEMİR ALTAN (1931-) Özgün Baskı (Ed. 79/100) 1965/2000

50x70 cm,
100 adet basılan serigrafinin 79 nolu edisyonu.

Sağ alt köşede sanatçıdan imzalı, sol alt köşede edisyonlu

Türk ressam ve akademisyen Özdemir Altan, 1988 ile 1992 yılları arasında sanatsal espasın birbirinden farklı mantık, köken, kavram ve yapıların sentezi ile oluştuğunu uç noktada kanıtlamak amacıyla "Raslantısal Buluşma" yöntemini geliştirdi. Her sanatçının sanatsal yaşamı süresince belli dönemleri olduğu gibi Özdemir Altan’ın da bu dönemlerini Akademiden mezuniyeti ile başlayıp; günümüze uzanan: Romantik Dönem 1957’den itibaren sekiz yıl, Krallar ve Kraliçeler 1965’ten itibaren bir yıl, Tepegöz ve Sinek Kralı’nın Oğlu 1960’ten itibaren dört yıl, 12 Mart Sonrası1971’den itibaren iki yıl, Gerçekçi Dönem 1972’den itibaren dokuz yıl, Ara dönem 1981’den itibaren üç yıl, Kolaj ve Üç Boyutlular 1984’ten itibaren dört yıl ve 1989 yılından bu yana devam eden “Soyağaçları” dönemleri olarak sıralanır. Özdemir Altan’ın Tepegöz ve Sinek Kralının Oğlu dönemine ait bir çalışması, TÜYB 150x100 cm Yaptığı eserlerinde değişik doku, strüktür eleman, malzeme, sanat görüşü, ışık vb. aykırılığın, tasadüfi olarak bir araya gelmesiyle oluşan sanat anlayışını benimsemekte olup; "Benim resimlerim bu aykırılıkla dünyayı yakalıyor" diyen Altan, 11 Kasım 2005 tarihinde kendi evinde ders BELGELİĞİ katılımcılarına verdiği röportajda; sanata ve sanatçıya dair: 1994 yılında yeni bir döneme girdim. Der ve şöyle devam eder; Çok kez bir başyapıt karşısında onun sanatçısı tarafından yapılmış değil, dünyada zaten var olduğu duygusuna kapılırım. Çünkü bazı üst düzeydeki başyapıtlar bir kişi tarafından ne kadar yetenekli olursa olsun yapılamayacak kadar tanrısaldır. Sanata zorla anlam yüklenemez, onun kendi anlamını kendinin bulmasına izin verilmelidir. Yani doğal olmalıyız. Yaptığımız gördüğümüz değil, hissettiğimiz özgür duygularımız oysa Türkiye’de para, sanata egemen oldu. Ne kadar samimi olursak o kadar iyi sanat yaparız. Resim ya iyidir ya da değildir ve bu gelecekte belli olacak. Dolayısıyla, eğer içten davranıyorsak ürettiklerimiz hissettiklerimizdir. Hâlen İstanbul'da sanat yaşamını devam ettiren Altan Yeditepe Üniversitesi'nde de öğretim üyeliği görevini sürdürmektedir.

Price: 9,000 TL

Buy Now
Product No: 14621 » Art (Painting - Sculpture)

ZÜHTÜ MÜRİDOĞLU (1906-1992) - Çıplak. Gravür (Edisyon: 30/ 35) 1990

Kağıt üzerine gravür baskı (Ed. 30 / 35),
58 x 50 cm çerçeveli, 35 x 30 cm resim boyutu,
Kağıtta hafif dalgalanma mevcut,
Sağ alt köşede imzalı ve tarihli, sol alt köşede edisyonlu

Türk heykeltıraş ve ressam Müridoğlu, döneminin diğer heykeltraşları (Hadi Bara vb) ile birlikte gerek akademisyenliği ve gerek sanatçı kimliğiyle Türk modern sanat tarihinde son derece önemli bir konuma sahiptir. 

Kasımpaşa Cezayirli Gazi Osman Paşa Camisi başimamı Hafız Mehmet Efendinin oğlu Zühtü, evlerinin tavan arasında bulduğu boyaları kullanmayı öğrenmesine katkı sağlayan Mithat Özar'ın önerisi ile 1924 yılında girdiği Sanayi-i Nefise Mektebi (şimdiki Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar Üniversitesi, Güzel Sanatlar Fakültesi) heykel bölümünde 1928 yılında mezun oldu. 1927-28 öğretim döneminde yurt dışı sınavını kazanır ve Fransa'ya gönderilir. Giderken önceden aldığı adresi izleyerek ilk olarak daha önceden Parise gelen Arkadaşı Hadi Bara'yı bulur. Onun varlığı ve tavsiyelerini dinler. Paris'te özel okul bir olan Collarossi Akademisi'nde, yapıtlarını sevip beğendiği sanatçı Marcel Gimond atölyesine yazılıp çalışmaya başladı.1932 yılı Ocak ayı başında yurda döner. 1932 yılı Nisan ayında Samsun Lisesi'nde resim öğretmenliğine atanır, o yılın Eylül ayında Gülhane Parkı girişindeki Alay Köşkünde ilk sergisini açar (arkadaşları ve hocalarından oluşan bir grup sergisi). İstanbul Arkeoloji Müzesi'nde, Müzeler Genel Müdürlüğü bünyesinde İstanbul Heykel ve Mulaj Atölyesi Şefliği görevinde bulundu. Müzeden ayrılarak bir süre Ankara Üniversitesi Gazi Eğitim Enstitüsünde öğretmenlik yaptı. Daha sonra Akademi'ye atanarak orada öğretim üyesi oldu. 1950'den sonra ilk soyut heykellerini yapmaya başladı. 1969'da profesör oldu. 1974'te de emekliye ayrıldı. Ali Hadi Bara ile 1941-43 arasında Beşiktaş'taki Barbaros Anıtı'nı, Zonguldak'taki atlı Mustafa Kemal Atatürk ve İsmet İnönü heykelini o yaptı. 1953 yılında Anıtkabir'in büyük merdiveninin batı yanındaki kabartmaları, 1965 yılında Büyükada, Muş Atatürk anıtlarını, daha sonra Sivas Atatürk anıtı ve İstanbul Eyüpsultan'da Atatürk heykellerini de yapmıştır. Yurt içinden ve dışından çok sayıda ödül almıştır. 1979'da Simavi Ödülü'nü aldı. Çok sayıda sergi açmıştır. Birçok yapıtı İstanbul Resim ve Heykel Müzesi'nde sergilenmektedir.

Price: 15,000 TL

Buy Now
previous
Go to Page: / 2
next