ŞERH GELENEĞİ / ERKEN DÖNEM MATBU KİTAPLAR / OSMANLICA

Ferâidü'l-fevâid fî Beyani'l-akâid. Amentü Şerhi: Kadızâde Ahmed b. Mehmed Emin, Âmire Matbaası, İstanbul 1232 (hicri) 1816(miladi)., Döneminin mıklepli ve komple deri Osmanlı cildinde, temiz durumda, 22 x 16 cm, Osmanlıca, [2], 278 sayfa. TBTK 1632. Eser bir mukaddime ile altı bölümden oluşmaktadır. İnsanın yaratılışı, dinlerin peygamberler vasıtasıyla tebliğ edilmesi, İslâm dini ve akaidinin başlıca özellikleri hakkında bilgi ihtiva eden kısa mukaddimeden sonra birinci bölümde Allah’a iman konusuna yer verilir. Burada imanın tarifi ve mahiyeti, Allah’ın varlığı ve birliği üzerinde durulur; ilâhî isim ve sıfatlar tek tek ele alınarak açıklanır. Meleklere iman konusunun işlendiği ikinci bölümde meleklerin özellikleri, görevleri, faaliyetleri ve mekânları anlatılır. Bu arada Azrâil tarafından ruhun kabzedilmesi hadisesi uzun uzun tasvir edilir. Mukaddes kitapların ve özellikle Kur’ân-ı Kerîm’in konu edildiği üçüncü bölümden sonra dördüncü bölümde peygamberler ve peygamberlere olan ihtiyaç ile vahiy ve şeriat kavramları işlenir. Ayrıca Kur’an’da adı geçen peygamberler anlatılır ve Hz. Muhammed’in son ve en üstün peygamber oluşu üzerinde önemle durulur; onun mûcizeleri ve kendine has vasıfları hakkında bilgi verilir. Beşinci bölüm ölüm sonrası hayata ayrılmıştır. Kabir hayatından başlayarak âhir zaman hadiseleri, kıyametin kopması, yeniden dirilme, haşir, sorgulama, şefaat, cennet ve cehennem gibi naslarda haber verilen ilgili bütün konular zikredilir. Kitabın en hacimli bölümünü bu kısım teşkil eder. Altıncı bölümde kazâ ve kaderin anlamı, levh-i mahfûz, saadet-şekāvet (iman-küfür) ve ecel konuları ele alınır.

Osmanlılar döneminde daha çok halka yönelik olarak kaleme alınan Ehl-i sünnet akaidinin işlendiği bu tür eserler arasında en hacimlilerinden biri olan Ferâidü’l-fevâid’de zaman zaman Râzî, Kurtubî, Kastallânî gibi çeşitli âlimlerden nakiller de yapılmaktadır. Zengin muhtevası ve oldukça sade anlatımıyla eser bugün de faydalanılabilecek niteliktedir. Ferâidü’l-fevâid İstanbul (1220, 1232, 1244, 1262) ve Bulak’ta (1262) basılmıştır.