Özgün karton kapağında çok temiz durumda, 21x14 cm, 87 sayfa. İlk tiyatro eseri olarak Kafatası (1932)'nı yazmış ve eserde bir kaşif ilim adamının, çıkarcılar elinde kalışını anlatarak, toplumun kendisi için çalışan ilim adamlarına kayıtsızlığını işlemiştir. Bu oyun, 1934 yılında İstanbul Şehir Tiyatrosunda (Darülbedayi'de) sahneye konulduğu sıra büyük bir ilgi uyandırmıştı. Kuruluşu, kişileri ve tekniği yönünden sağlam bir yapısı olan "Kafatası", insanoğlunun dramını ustaca, kendi sanat çizgisini aşan bir güçle vermektedir. Böyle olmasından ötürüdür ki zaman zaman yabancı ülkelerde sahneye konulmuş ve bir Türk yazarının eseri olarak, uzun süre afişlerde kalmıştır. Tiyatro eserlerinde; ezen ezilen ilişkisini, egemen sistem karşısında yok olan silinip giden insanların yaşam umutlarını, hayallerini çarpıcı göstergeler ve etkileyici örneklerle aktarması, onun sanatının güncel olmasını sağlayan başlıca nedenlerdendir. Toplumcu gerçekçi sanat anlayışının en yalın ve en başarılı örneklerini aktardığı eserlerinde dil ve biçim ilişkisini oldukça dengeli kurgulamıştır. Politik tiyatronun belgelerle anlatımı, sinema perdesi ve 113 projeksiyon kullanımı, döner sahnelerin varlığı gibi özellikleri kimi eserlerinde belirgin olarak değerlendirilmiştir. Oyunlarında işçi sınıfının bilinçlenmesine yönelik mesajların verilmesi, Marksist sanat anlayışının bir gereği olarak yer tutar. Nâzım Hikmet Tiyatrosu’nun başlıca özelliklerinden olan karakterlerin derin psikolojik alt yapısının ustaca kurgulanmış dille izleyiciye aktarılması, verilen mesajın daha iyi anlaşılmasını sağlamıştır. Kafatası adlı eserinde oyunun başkahramanı olan Doktor Dalbanezo’nun yaşadığı değişim ve dönüşümün ustaca anlatımının izleyicide uyandırdığı çarpıcı etki politik tiyatronun başarılı temsillerindendir.