ANADOLU HIRİSTİYANLIĞI / SÜRYANİ EFREM'İN HAYATI ERMENİ LİTERATÜRÜNDE / KUDÜS BASKISI: ԳԻՐԲ ԸՂՕԹԻՑ: ԱՍԱՑԵԱԼ ՍՐԲՈՅՆ ԵՓՐԵՄԻ ԽՈԻՐԻՆ ԱՍՈՐԻՈՅ (Girb Yghotits’: Asats'eal Srboyn Yep'remi Khoirin Asoriouy) [= Yaban Diyarlardan Gelen: Süryani Efrem'in Kutsal Çobanı Hakkında], Jerusalem (Kudüs Baskısı), 1865.

Yayıncısının özgün deri sırtlı ve Ermenice klişeli dönem cildinde, temiz durumda, 16 x 9 cm, Ermenice, [6], 392 sayfa. Erken dönem Kudüs baskısı Ermeniceler son derece nadirdir. Kitap Süryani Efrem'in yaşamı ile ilgili yorumların Ermenice edisyonudur. Suriyeli Efrem, Nusaybinli Efrem ya da Süryani Efrem (d. 306, Nusaybin, (Nisibe) - 9 Haziran 373, Urfa), Suriyeli diyakon, din öğretmeni, mistik ve Kutsal Kitap yorumcu. Aziz olarak hürmet gösterilir, 1920 yılından itibaren Katolik kilisesi tarafından Kilise Doktoru olarak tanınmaktadır. Yortusu 18 Hazırandır (Batı Kilisesi) ve 28 Ocaktır (Doğu Kilisesi). Efrem çeşitli ilahiler, şiirler ve vaazlar yazmış, bir yorumlama kitabını da kaleme alarak İznik ortodoksluğunu savunmuştur. Onun tarafından yazılmış dört yüzden fazla ilahi korunmuştur. İlahileri İncil kaynaklarından, popüler geleneklerden ve diğer din ve felsefelerden alınmış zengin bir görselliğe sahiptirler.

Özellikle etkili olmuş olanlar Sapkınlıklara Karşı İlahiler’dir. Efrem kendi cemaatini, erken Kilise'yi bölme riskini taşıyan sapkınlıklara karşı uyarmak için bu ilahileri kullanmıştır. Sapkınlıklara Karşı İlahiler’de renkli metaforlarla Mesih’in enkarnasyonu tam olarak insan ve tam olarak ilahi biçimde betimlenmiştir. Efrem Mesih’in insan ve ilahi birliğinin barışı, mükemmelliği ve kurtuluşu temsil ettiğini savunmuştur.

Efrem’e çoğunlukla daha sonraki yüzyıllarda Süryani Hristiyan geleneğinin eğitim merkezi haline gelen Edessa’nın (Urfa) Yorumcu Okulu'nun kuruculuğu atfedilmektedir.

Çoğu döneminin Hristiyan yazarı gibi, ölümü bedenin dirilişine kadar ruhun girdiği bir çeşit uyku olarak görmüştür. Bakire Meryem’e büyük bir bağlılığı vardı ve Meryem’in dünyaya günahsız geldiğine inanmaktaydı, bu inancın dogma haline gelmesi ancak 19. yüzyılda olmuştur.

Efrem eserlerini sadece orta Aramice’nin bir diyalektiği olan Süryanice’de yazmıştır, Bazı eserleri günümüze sadece çeviri olarak ulaşmıştır (ağırlıklı olarak Ermenice).