• Vazgeç
    Filtrele
Filtrele

Sahafiye Kitap Müzayedesi: Osmanlıca kitaplar, İlk baskılar, İmzalı kitaplar

182 adet değerli sahafiye ve nadir kitabın bir arada olduğu müzayedemizdeki ürünlere 11.02.2024 PAZAR günü saat 20:30'a kadar internet sitemiz üzerinden pey verebilirsiniz. Aynı tarihte 20:32 itibariyle canlı müzayedemiz başlayacaktır.

!!! ÖNEMLİ !!! Komisyon oranı %20'dir. ÖDEME SÜRESİ MÜZAYEDE BİTİMİNDEN SONRA 7 İŞ GÜNÜDÜR.

Komisyon ya da vergi tutarları ile alakalı iadeler kesinlikle kabul edilmeyecektir, kuralların tamamı okunmuş kabul edilir.

Lot: 52 » Kitap

İLK BASKI: Bir izdivâcın tarih-i muaşakası, UŞŞAKÎZÂDE HALİD ZİYÂ [HALİD ZİYA UŞAKLIGİL], (1865-1945), Mihran Matbaası, İstanbul, AH 1306 [1888].

Özgün karton kapağında, kenarları yıpranmış haliyle, harici temiz durumda, 16x12 cm, Osmanlıca, 52 sayfa. MİL - ÖZEGE; 2329. Halit Ziya'nın uzun hikâye türünde eseri. Yazarın İzmir döneminde realist yöntemle yazdığı uzun hikâyelerinin ikincisidir. Hikâyede mektuplaşmaları mutlu bir evliliğe dönüşen ve bir çocukla da taçlanan genç çiftin ideal aşkı anlatılır. Üçüncü kişi ağzından ve realist bir yöntemle sunulan hikâyede yazar, mektup tarzını kullanarak okuyucuyla hikâye kişilerini baş başa bırakır. Ayrıca yazar neden -sonuç ilkesiyle bu ideal aşkın dayanaklarını okuyucuya realist bir çerçevede sunar. Tiyatroda olduğu gibi diyaloglarla ve çiftlerin mektupları birbirilerine okumalarıyla olayın aktarılması esere objektiflik katar. İlk uzun hikâyesinin kötümser bir hava taşıdığı yönünde eleştirilmesi ve bu nedenle sansüre uğrama kaygısı yazarı, bu hikâyede daha temkinli olmaya ve iyimser bir atmosfer çizmeye sevk etmiştir. Bu hikâyede mutlu ve ideal bir evliliğin eşlerin karşılıklı sevgisine dayandığı anlatılır. Yazar, bu hikâyesini kitaplaştırırken estetik kaygıları dolayısıyla eserde birtakım değişiklikler yapmıştır. 1887 yılında Hizmet gazetesinde tefrika edilen eser, 1888 yılında kitap olarak basılmıştır.

Detaylar
Lot: 56 » Kitap

3 CİLT - El-Fütûhâtü’l-ilâhiyye bi-tavżîhi Tefsîri’l-Celâleyn bi’d-dekāʾikı’l - hafiyye [ve bil-hâmiş-i kitâban -derkenar] "Tefsir'ül Celaleddin", "İmlaü mâ men bihi er-Rahman min vücuhu'l-i'rab ve'l-kıraat " [ÜÇ CİLT], EBÛ DÂVÛD SÜLEYMÂN B. ÖMER B. MANSÛR EL-UCEYLÎ EL-EZHERÎ, (ö. 1204 [1790]),Matbaa-i İstikamet, Kahire 1377.

Yayıncısının özgün cildinde, 1. 2. ve 4. ciltler (3. cilt eksik),ikinci cilt kapağında ve iç kısımlarda yıpranma mevcuttur, 28x20 cm, Arapça, 551, 672, 632 sayfa. Kitabın künye sayfasında belirtildiği üzere asıl eserin yanı sıra derkenarda birinci ciltte Tefsir'ül Celaleddin/Celâleddin el-Mahallî, Celâleddin es-Süyûtî; ikinci ciltte İmlaü mâ men bihi er-Rahman min vücuhu'l-i'rab ve'l-kıraat / Ebu'l-Beka Abdullah b. Hüseyin b. Abdullah Ukbârî
eserleri bulunmaktadır. Ebû Dâvûd Süleymân b. Ömer b. Mansûr el-Uceylî el-Ezherî (ö. 1204/1790): Müfessir ve Şâfiî fakihi, Eseri: el-Fütûḥâtü’l-ilâhiyye bi-tavżîḥi Tefsîri’l-Celâleyn bi’d-deḳāʾiḳı’l-ḫafiyye. Tefsîrü’l-Celâleyn’in hâşiyesi olup 1198’de (1783) tamamlanmıştır. Dört cilt olan eserin muhtelif baskıları yapılmıştır (kenarında Tefsîrü’l-Celâleyn olduğu halde Kahire 1275, 1282, 1287, 1293; metnin üstünde Tefsîrü’l-Celâleyn, altında Tefsîru İbn ʿAbbâs olduğu halde Kahire 1302; kenarında Tefsîrü’l-Celâleyn ile Ebü’l-Bekā el-Ukberî’nin İmlâʾü mâ menne bihi’r-raḥmân’ı ve Süyûtî’nin Müfaḥḥamâtü’l-Ḳurʾân’ı olduğu halde Kahire 1303, 1308).

Detaylar
Lot: 60 » Kitap

GÜZEL KAPAKLI: Akbaba mizah yayınları 1: Mizah hikâyeleri antolojisi [Birinci Kitap], AKBABA, Türkiye Ticaret Matbaası, İstanbul, 1955.

Özgün karton kapağında, kapakta yıpranmalar mevcuttur, 17x12 cm, 128 sayfa, s/b resimli. Akbaba Dergisi'nin mizah yazarlarını derlediği sekiz ciltlik eserin birinci kitabıdır. Birinci Kitapta Hikâyesi yer alan yazarlar: Hüseyin Rahmi, Ahmet Rasim, Mehmet Rauf, Hüseyin Suat, Fazıl Ahmet, Ömer Seyfettin, Refik Halit, Ercüment Ekrem.
Ön Söz
Biz, mizah edebiyatında dâhîsini vermiş bir milletiz: Nasreddin Hoca Türk’tür. Amma, Türk kütüphanesi, mizah edebiyatından mahrumdur. Birinci sayısı 1923 yılında çıkan Akbaba, çok geç kalmış bile olsa, vazifesini hatırladı. Elinizdeki bu kitap, o hatırlayışın ilk, eseridir. Mizah hikâyeleri serisini, daha eskiye de götürmek mümkündü. Biz, edebiyat tarihi yapmadığımız için o kadar geriye gitmiyor ve bugünün zevkiyle, Hüseyin Rahmi üstadımızdan başlıyoruz. Hem de, zamanın eskittiği, genç hafızalara yabancı bazı ölü kelimeler yerine dirilerini koyarak… Mizah hikâyeleri, üç cilt olacak ve son devrin, edebî çerçeve içinde mizah yapan bütün üstadlarını toplayacaktır. Neşriyat hayatımıza yepyeni bir çeşni katacak Akbaba Mizah Yayınları'nın, her ay yeni bir cildini, iç ve dış güzelliği üstüne bugünün imkânları içinde okuyucularımıza takdim titreyerek, muhterem edeceğiz. Son sözümüzü, Molière'in diliyle söyleyelim: İnsan, güldüğü kadar insandır.

Detaylar
Lot: 62 » Kitap

GÜZEL KAPAKLI / MİM UYKUSUZ ÇİZİMİ KARİKATÜRLÜ: Akbaba mizah yayınları 5: Meşhedî'nin hikâyeleri, ERCÜMENT EKREM TALÛ, (1886-1956), Türkiye Ticaret Matbaası, İstanbul, 1955.

Özgün karton kapağında, sayfa kenarlarında yıpranmalar mevcut, harici temiz durumda, 17x12 cm, 109 sayfa, s/b resimli. Bu kitaptaki hikayeleri Mim Uykusuz karikatürlendirmiştir. Ercüment Ekrem Talu'nun Akbaba dergisinde yarattığı palavracı bir İran'lı tip olan Meşhedî Cafer hikayelerinden en seçkinleri bu esere konulmuştur. Ercüment Ekrem Talu (1888-1956), Meşrutiyet’ten önce yazmaya başlamış ancak asıl ününü Meşrutiyet ve Cumhuriyet dönemlerinde kazanmış bir edebiyatçıdır. Hikâye, roman, köşe yazısı gibi türlerde çok sayıda eser vermiştir. Bununla birlikte, yazarın birçok gazete ve dergide eş zamanlı olarak yayımlanan köşe yazıları ile tefrika edilen hikâye ve romanlarının bibliyografyası hâlâ tam olarak çıkarılmamıştır. Kaynaklara geçen eserlerinin ise hepsi kitap olarak yayımlanmamıştır. Bir kısmı tefrikalarda kalmıştır. Talu, mizah alanında da önemli eserlere imza atmıştır. Mizah alanında en tanınmış eserlerinin bazılarını Meşhedi serisi içinde vermiştir. Geleneksel Türk tiyatrosundaki Acem tipinin roman ve hikâye türlerinde yeniden hayat bulduğu Meşhedi serisi döneminde çok tanınmış ve sevilmiştir. Meşhedi, geleneksel tiyatrodaki Acem’i güncellemiş ve onun yerini almıştır.

Detaylar
Lot: 65 » Kitap

GÜZEL KAPAKLI: Doğumundan ölümüne kadar Atatürk albümü, NİYAZİ AHMED BANOĞLU, (1913-1992), Yeni Tarih Dünyası Atatürk Serisi Yayınları, Nurgök Matbaası, İstanbul.

Özgün karton kapağında, ön kapak köşesinde kopukluk mevcut, harici çok temiz kondisyonda, 28x21 cm, 96 sayfa, s/b fotoğraflı, bir adet harita sayfası. O'nunla yaşadığımız günler, şimdi bize bir masal devri gibi geliyor. 20. asırda bir masal devri yaşatan büyük Atatürk için: «O'nu sevmek milli bir ibadettir» diyen Bayar ve: «Bütün hayatında bize ruhundaki ateşten canlılık ver- din. Emin ol, aziz hâtıran sönmez meş'ale olarak ruhları- mızı daima ateşli ve uyanık tutacaktır.» diyen İnönü, nasıl ebedi Atatürk'ün Türk milletine nefhettiği sevginin ebedî olduğunu ifade etmişlerse: «Atatürk'süz dünya artık enteresan değildir.» diyen bir yabancı da, bu cümlesi ile Atatürk'ün dünya ve insanlık ölçüsündeki tarifini yapmıştır. 1913 yılında Batum'da doğan Niyazi Ahmet Banoğlu, öğrenimini Kastamonu ve Trabzon liselerinde sürdürdükten sonra genç yaşta İstanbul'a gelmiştir. "Fuat Köprülü Türkiyat Enstitüsü"nde üç yıl araştırıcı olarak çalışmış, bir taraftan da gazeteciliğe başlamıştır.
Çeşitli gazetlerde çalışmış, Vakit gazetesinde 15 yıl yazıişleri müdürlüğü yapmıştır.
Yüze yakın kitap yayınlayan Banoğlu "Gençlik Yayınevi"ni kurmuş, Atatürk'e ait 27 eser vermiş, "Tarih dünyası", "Tarih Coğrafya Dünyası" dergilerini yayınlamıştır.

Detaylar
Lot: 68 » Kitap

İLK BASKI / MÜTEVAZI BİR VATANSEVERİN MİLLÎ MÜCADELE ANILARI: Milli mücadele hatıralarım, İLYAS SÂMİ KALKAVANOĞLU, Ekicigil Yayınevi Matbaası, İstanbul, 1957.

Özgün resimli karton kapağında, oldukça temiz durumda, 23x17 cm, 143 sayfa, çok sayıda s/b fotoğraflı. İşgal öncesinde İstanbul'da fındık ticaretiyle uğraşan İlyas Sami Kalkavanoğlu, vatanı uğruna her şeyi bırakıp Millî Mücadele'ye katılmıştır. Kurtuluş Savaşı sonrasında, kendisine hizmetlerinden dolayı Milis Yüzbaşılık rütbesi layık görülmüştür. Üst düzey yöneticilerden makam, mal, mülk teklif edildiğinde ise "biz bunları vatan için yaptık" diyerek reddetmiştir. "Tamamen vatan ve millet hizmetinde geçen gençliğimin uzun tecrübeleriyle şu kanaate vardım ki; bir milleti mânen ve madde ten tekâmüle eriştirecek belli başlı âmillerden biri, tam birlik, diğeri de adlu haktır. Birlik ve beraberlik bağları kopmuş, hak ve adalet nimetlerinden mahrum kalmış bir millet maddeten ne kadar kuvvetli olursa olsun, varlığını muhafaza edemez.
İbret verici olaylarla dolu olan tarih hazinemizde, bu hakikati belirten sahifelerin de haddi hesabı yoktur. Asırlar boyunca, yeryüzünün dört bucağında yarattığı medeniyet eserleriyle, dünya milletlerini kendine hayran ve meftun etmiş olan Türklüğün büyük tarihi tarafsız ve dikkatli bir gözle incelenince, birlik ve adalet sayesinde en yüksek tekâmül mertebelerine ulaşan koskoca imparatorlukların, nihayet birlik bağlarını koparmak gafletine düştükleri zaman nasıl birbirlerine girişin kurbanı olarak yıkılıp gittikleri kolayca görülür.
Çöküp yıkılış hailesinin yürekleri oynatan tarrakaları mâsum bir milletin vicdanını tâzip ederken, bu yıkılışın mukadder âkıbeti olan düşman kahır ve zulmü altına düşüş de, son kurtuluş ümitlerini söndüren muazzam bir felâket teşkil ediyordu." (Önsözden)

Detaylar
Lot: 78 » Kitap

ANADOLU'YA İLK GERÇEKÇİ BAKIŞ / BİZİM KÖY / İNGİLİZCE İLK BASKI: A village in Anatolia, MAHMUT MAKAL, Vallentine Mitchell, London, 1954.

Yayıncısının kırmızı özgün cildinde, cilt üzerinde hafif solmalar ve lekelenmeler mevcuttur, harici temiz durumda, 22x15 cm, İngilizce, xvi, [2], 190 sayfa, s/b fotoğraflı. Türkçe'den çeviren: Wyndham Deedes. Birinci Baskı. Mahmut Makal'ın 1950'de yayımlanan ve Köy Edebiyatı'nın sembol kitaplarından sayılan deneme türündeki “Bizim Köy” kitabının İngilizce çevirisidir. Kitaptaki yazıların pek çoğu ilk olarak, 1948-1949 yılları arasında "Bir Köy Öğretmeninin Notları" başlığı altında Varlık dergisinde yayımlanmıştır. Mahmut Makal, kitapta köylerde yaşanan işsizlik, susuzluk, toprak ağalığı, aydın-köylü gerilimi, sağlık sisteminin yetersizliği, cahillik, eşkıyalık, dini gelenek ve hurafeler gibi sorunları işlemektedir. O güne kadar pastoral ve şiirsel bir şekilde dile getirilen köylerin sert, sorunlu ve çatışmalı dünyasını gözler önüne sererek zihinlerdeki köy imgesini radikal olarak etkilemiştir. Bu eser ile dönemin yazarları arasında gerçekçi bir köy edebiyatı anlayışı başlar. Kitap orijinal haliyle ve kimi zaman eklemelerle çeşitli dillerde basılmıştır. Makal bu eseriyle 1966 yılında Birleşmiş Milletler Eğitim Bilim ve Kültür Kuru­luşu UNESCO'nun "Tüm Kitaplarıyla Dünya Kültürüne Hizmet Ödülü"nü almıştır.

Detaylar
Lot: 89 » Kitap

SÂMÂNÎLER'DEN BU YANA İSLÂM'IN RESMÎ AKÎDESİ: Kitabü's-sevâdü'l az'am, HÂKÎM ES-SEMERKANDÎ, (ö. 342/953), Şirket-i Sahafiye-yi Osmanî, Dersaadet, AH 1308 [1892].

Özgün bez sırtlı ve ebrûlu karton cildinde, çok temiz durumda, 24x14 cm, 39 sayfa, Arapça. Kitabın mukaddimesinde ümmetin yetmiş üç fırkaya ayrılacağı hadisi (İbn Mâce, “Fiten”, 17; Ebû Dâvûd, “Sünnet”, 1) aktarılmakta, Ehl-i sünnet olarak isimlendirilen ve müslümanların çoğunluğunu temsil eden (es-sevâdü’l-a‘zam) bu gruba dahil olabilmenin altmış bir şartı sıralanmaktadır. Sistematik bir yapı arzetmemekle beraber eserin muhtevasını oluşturan altmış bir mesele ilâhiyyât, nübüvvât, sem‘iyyât ve hilâfet bahisleri yanında bazı fıkhî konuları da içermektedir. Bu konuların bazıları şöylece sıralanabilir: İmanda istisna, icmâa muhalefet etmeme, günahkâr müminin arkasında namaz kılınıp kılınmayacağı, tekfir bahsi, hayır ve şerrin Allah’tan olduğu, müslümanın müslümana haksız olarak silâh çekemeyeceği, mestler üzerine meshetme, her emîrin arkasında cuma ve bayram namazlarının kılınacağı, kulların fiillerinin yaratılmış olduğu, kabir azabı, Münker ve Nekir’in sorgulaması, şefaat, mi‘rac, amel defteri, sırat, cennet ve cehennemin ebediyeti ve hesap gibi sem‘iyyât konuları, aşere-i mübeşşere, Hulefâ-yi Râşidîn, ashabın kötülenmemesi, Allah’ın gazabı ve rızâsı, rü’yetullah, peygamberlerin ve evliyanın mertebeleri, keramet, Allah’ın ezelde halk, ilim ve kudret sıfatlarının bulunduğu, kazâ ve kader, Kur’an’ın Allah’ın kelâmı olduğu, imanın hakikati, taat ve isyan konuları, imanın Allah’ın birliğini kalp ile tasdik, dil ile ikrar etmekten ibaret bulunduğu, teşbih ve tecsîm, iman-amel ilişkisi, kıyamette ölülerin yeniden diriltilmesi, vitir namazının üç rek‘at oluşu, imanın artması ve eksilmesi. Eser İblîs’in durumu, Allah’ı sevme, O’ndan sakınma ve O’nun rahmetinden ümit kesmeme gibi konularla sona ermektedir.

Detaylar
Lot: 94 » Kitap

ADEM A.S.'DAN 19. YÜZYIL SONUNA DEK DÜNYA TARİHİ Nakdü't-tevârih, RİF’AT EFENDİ, Şeyh Yahya Efendi Matbaası, İstanbul, AH 1296 [1878].

Yeni yapılmış çok estetik deri cildinde, iç sayfaları kağıt bantı ile tamir görmüştür, künye sayfasında yırtık mevcut, haricen temiz durumda, 23x16 cm, Osmanlıca, 818 sayfa. Nakdü’t-tevârîh: Tedkikât-ı Umur-ı Maliyye Komisyonu azâsından Esbak İzmir ve Girit ve Selânik defterdârı Rif'at Efendi'nin hilkat-i Âdem aleyhisselâmdan bin iki yüz doksan beş sene-i hicriyyesi nihâyetine kadar tarz-ı nevîn üzere tertîb ettiği târîh-i umûmî. 815. sayfada şair Sa'dî Efendi'nin bir tarih düşürme şiiri vardır. Nakdü't-tevârih RİF’AD, Şeyh Yahya Efendi Matbaası, İstanbul, Hicri: 1296, Miladi: 1879 ÖZEGE; 15091, TBTK; 2306. Nakdü't-Tevârîh: Yaratılıştan 1296/1878 yılına kadar gelen bir genel tarihtir. Kâtip Çelebi'nin Takvîmü't-Tevârîh'i tarzında bir eserdir. Kronolojik olarak özet bilgiler veren bir el kitabı olup kaynak eser niteliği taşımamaktadır. İstanbul'da 1296/1879 senesinde 818 sayfa hâlinde basılmıştır. İstanbul'da doğdu. Daha çok Yağlıkçı-zâde adıyla tanınan Şa'bân Çelebi-zâde ailesinden Ispartalı Mehmed Emîn Efendi'nin oğludur. Yağlıkçı-zâde sanıyla tanındı. Küçük yaşta Maliye'ye girdi, burada yetişti ve sırasıyla 1284/1867 senesinde Bahriye Muhasebeciliği, 1285/1868 yılında İdâre-i Bahriye Reisliği, 1290/1873 senesinde Girit Defterdarlığı, 1294/1877 yılında İzmir Rüsumat Müdürlüğü sonra Islahat Komisyonu Üyeliği, Esham-ı Fevkalade Müdürlüğü, Selanik Defterdârlığı gibi memuriyetlerde bulunduktan sonra Muhasebât-ı Atika muhasebeciliğinden emekli oldu. 1312/1895 yılı başlarında İstanbul'da vefat etti. Kabri Fatih'te Emîr Buhârî Tekkesi'ndedir (Yesevi)

Detaylar
Lot: 97 » Dergi

NADİR BİR BİRLİKTELİK Nafiâ/Bayındırlık İşleri Mecmuası (Fennî Kısım), Üç Aylık Eylül 1934 - Haziran 1938 Sene: 1 - 4 Toplam 15 Sayı (bir sayı eksik) "Nafia Vekâleti Neşriyat Müdürlüğü Tarafından Çıkartılır", Hakimiyeti Milliye Matbaası, Ulus Matbaası.

Özgün karton kapağında, 2. Sene 4. sayısı eksik haliyle, cilt kısmından ayrılma mevcut, harici temiz durumda, 32x23 cm, 60 sayfa (her biri), s/b fotoğraflı, katlanır çizim sayfaları, şema ve planlar, harita sayfaları mevcuttur. İç sayfalarda Diyarbakır, Siirt, Kayseri, Bartın, Safranbolu köprüleri; Ankara Çubuk barajı inşaatı. "Okuyucular, mecmuada; fen dünyasının en yeni buluşların ev tetkiklerini; Cumhuriyet devrinde yurdumuzda vücuda getirilen yeni işler ile gelecekte yapılacak işlere ve bunların kuruluşlarında istinat edilen fenni esaslara ait tafsilatlı proje ve keşiflerin hulasalarını bulacaklardır. Nafia İşleri Mecmuası, 1934 Haziran ayında Türkiye Cumhuriyeti Nafia Vekâleti Neşriyat Müdürlüğü tarafından çıkarılmıştır. Derginin basım yeri Ankara’dır ve her ayın sonunda çıkarılmaktadır. Dergi, ülkede yapılan bayındırlık işlerini inceleme ve sunma amacı taşımaktadır. Dergi Türk’ün ülkesi için nasıl çalıştığını ve bayındırlık yolunda çağdaş ülkelere ulaşmak için sarf ettiği çabaları göstermek amacıyla Türkiye Büyük Millet Meclisi’nce 26.05.1934 tarih ve 2443 no ile kabul edilen Nafia Teşkilat kanunu gereği tercüme, yayın, istatistik ve müze müdürlükleri kurulmuştur, her ay idari ve her üç ayda bir fenni olarak iki dergi yayınlanmıştır.

Detaylar
Lot: 98 » Dergi

TÜRKÇÜ DERGİLER Çınaraltı Dilde Fikirde İşte Birlik "Haftalık Türkçü Fikir ve Sanat Mecmuası" [CİLT 1] 9 Ağustos 1941 - 31 İkincikanun 1942 Sayı: 1-26, Sahibi ve Neşriyat Müdürü: Orhan Seyfi Orhon, Cumhuriyet Matbaası, İstanbul.

Yayıncısının özgün cildi içerisinde, kapak sayfalarında kullanıcı ismi yazılı, bir sayfasında yırtık mevcut, harici temiz durumda, 31x23 cm, 16 sayfa, s/b resimli. 9 Ağustos 1941’de yayın hayatına atılan ve 15 Temmuz 1944’teki 146. sayısına kadar -140. sayıdan sonraki bir haftalık ara hariç- düzenli bir şekilde ve 16 sayfalık nüshalar halinde yayımlanan haftalık bir dergidir. Derginin bu ilk döneminde sahibi, neşriyat müdürü ve başyazarı Orhan Seyfi Orhon’dur. İki yıllık aradan sonra 1948 tarihinde tekrar yayımlanmaya başlayan derginin ikinci döneminde, sahibi ve başyazarı Yusuf Ziya Ortaç, yazı işleri müdürü Adnan Tahir Güntan’dır. Fakat dergi bu dönemde ancak 11 sayı yayımlanabilmiş, son sayısını 9 Haziran 1948’de yapmış, toplam 157 sayı ile Türk basın tarihindeki yerini almıştır. II. Dünya Savaşı yıllarında ve türlü sıkıntılar içinde yayımlanan derginin yazar kadrosu oldukça kalabalıktır. Orhan Seyfi Orhon, Yusuf Ziya Ortaç, Peyami Safa, Ali Canip Yöntem, Ahmet Caferoğlu, Nihal Atsız, Halide Nusret Zorlutuna, Behçet Kemal Çağlar, Şükûfe Nihal, Edip Ayel, Dündar Akünal, Hüsnü Emir Erkilet, Mustafa Hakkı Akansel, Hüseyin Namık Orkun, Enver Behnan Şapolyo, Nejdet Sançar gibi edebiyatımızın ve fikir hayatımızın birçok müstesna ismi bu kadro dâhilindedir.

Detaylar
Lot: 99 » Dergi

TÜRKÇÜ DERGİLER Çınaraltı Dilde Fikirde İşte Birlik "Haftalık Türkçü Fikir ve Sanat Mecmuası" [CİLT 3] 26 Eylül 1942 - 20 Mart 1943 Sayı: 53-78, Sahibi ve Neşriyat Müdürü: Orhan Seyfi Orhon, Cumhuriyet Matbaası, İstanbul.

Yayıncısının özgün cildi içerisinde, cilt kenarlarında yıpranmamlar mevcuttur, harici temiz durumda, 32x25 cm, 16 sayfa, s/b resimli. İç sayfalarda İhap Hulusi Görey çizimi reklam sayfaları. 9 Ağustos 1941’de yayın hayatına atılan ve 15 Temmuz 1944’teki 146. sayısına kadar -140. sayıdan sonraki bir haftalık ara hariç- düzenli bir şekilde ve 16 sayfalık nüshalar halinde yayımlanan haftalık bir dergidir. Derginin bu ilk döneminde sahibi, neşriyat müdürü ve başyazarı Orhan Seyfi Orhon’dur. İki yıllık aradan sonra 1948 tarihinde tekrar yayımlanmaya başlayan derginin ikinci döneminde, sahibi ve başyazarı Yusuf Ziya Ortaç, yazı işleri müdürü Adnan Tahir Güntan’dır. Fakat dergi bu dönemde ancak 11 sayı yayımlanabilmiş, son sayısını 9 Haziran 1948’de yapmış, toplam 157 sayı ile Türk basın tarihindeki yerini almıştır. II. Dünya Savaşı yıllarında ve türlü sıkıntılar içinde yayımlanan derginin yazar kadrosu oldukça kalabalıktır. Orhan Seyfi Orhon, Yusuf Ziya Ortaç, Peyami Safa, Ali Canip Yöntem, Ahmet Caferoğlu, Nihal Atsız, Halide Nusret Zorlutuna, Behçet Kemal Çağlar, Şükûfe Nihal, Edip Ayel, Dündar Akünal, Hüsnü Emir Erkilet, Mustafa Hakkı Akansel, Hüseyin Namık Orkun, Enver Behnan Şapolyo, Nejdet Sançar gibi edebiyatımızın ve fikir hayatımızın birçok müstesna ismi bu kadro dâhilindedir.

Detaylar
önceki
Sayfaya Git: / 4
sonraki