Özgün karton kapağında, 20x14 cm, Osmanlıca, 8 sayfa. MİL - ÖZEGE; 15978. İlk buharlı gemi Charlotte Dundas’ın 1803’te İngiltere’de inşa edilmesinden çeyrek yüzyıl sonra 1828’de İngiltere’den satın alınan ve Sürat adı verilen gemi ile Osmanlı denizciliği buharlı gemi teknolojisiyle tanışmıştır. Osmanlı sularında yabancı bayraklı gemiler ve hemen ardından 1839’dan itibaren Osmanlı bayraklı gemilerle yolcu ve yük taşımacılığı yapılmaya başlanmıştır. 1847’den itibaren sermayesi Osmanlı Devleti’ne ait olan Osmanlı Vapur Kumpanyası faaliyet göstermiştir. Bu işletme 1864’te Fevâid-i Osmanîye, 1871’de İdâre-i Azîzîye, 1876’da İdâre-i Mahsûsa ve 1910’da Osmanlı Seyr-i Sefâin İdâresi adını alarak Cumhuriyet dönemine kadar gelmiştir. Cumhuriyet’in kuruluşu ile başlayan süreçte ise Türkiye Seyr-i Sefâin İdâresine dönüşmüştür. Cumhuriyet döneminde de kurumsal düzenleme ve değişim sürmüştür. 1933’te Denizyolları İşletmesi Müdürlüğü, 1938’de Denizbank, 1939’da Devlet Denizyolları ve Limanları İşletme Umum Müdürlüğü, 1951’de Denizcilik Bankası TAO, 1983’te Türkiye Denizcilik Kurumu ve 1984’te Türkiye Denizcilik İşletmeleri Genel Müdürlüğü ismini aldıktan sonra halen bu isim altında faaliyet göstermeye devam etmektedir. Osmanlı Seyr-i Sefâin İdâresi, İstanbul’da Şirket-i Hayriye’ye ait Boğaziçi ve Haliç Vapurları Şirketi’ne ait Haliç hattı dışında kalan yani Adalar ve şehrin Anadolu ve Rumeli yakasındaki iskeleleri yanı sıra çeşitli Osmanlı liman kentleri arasında da yolcu ve yük taşımacılığı yapmıştır. Bu nedenle filosunda Şirket-i Hayriye ve Haliç Vapurları Şirketi’nin de filolarında bulunan gemilere benzeyen yani İstanbul’da şehir içi ulaşımında kullanılan küçük tonajlı ve açık deniz seyrine uygun olmayan gemilerin yanı sıra uzak mesafelere gidebilen ve açık deniz seyrine uygun, yük ve yolcu kapasitesi daha büyük ve ihtiyaç duyulduğu taktirde asker, hasta, yaralı, erzak ve mühimmat taşımaya daha uygun gemiler yer almıştır.